gevende'yi ilk dinlediğimde aklımdan geçenlerle örtüşüyor bu 'sound
painting' fikri..
tıpkı soyut bir resme baktığımda hissettiğim gibi dinlediğim sözlerin karşılığı olmasa da belli bir ritmi, etkisi, duygusu var.. ve kimsenin bilmediği anlamlara gelmesi onu sınırlandırmıyor özgürleştiriyor..
böylesine özgürce yapılmış bir müziği dinlemenin bende yarattığı keyif ayrı bir konu.. sonuçlarıysa bana ilham vermeleriyle ilgili..
uzun süre sonra elimi yeniden resme bulaştırdım..
kitap ayraçları serisi için böyle birşey çıktı..
mor çiçek yaprağı.. tül parçası.. suluboya..ben..gevende..
_ayracın arka tarafıysa başka bir hikaye konusu_